Söz Ver Derneği Hakkında
Söz Ver Derneği’nin hikayesi yangın ile başladı…
Ülkemizdeki unutulmaz yangın felaketi sonrası yöre insanına destek olabilmek adına Manavgat’a gittik. Aslında giderken aklımızda ne böyle bir proje vardı, ne de dernek… Ancak yangın bölgesinde tanıştığımız Güllü Teyze ve Ramazan Amca sosyal medyada öyle büyük bir yankı uyandırdı ki, hikayemiz de kendiliğinden başlamış oldu.
Altmışlı yıllarını yaşayan, hiç evlatları olmadığı için tüm hayatlarını sadece birbirleriyle paylaşan bu iki Anadolu insanı yangında canları dışında her şeylerini kaybetmişlerdi. Evlerini, ahırlarını, bahçelerini… İki gözlü mütevazı köy evleri, içindeki yıllanmış hatıraları ile tamamen yanmıştı. Ahırları, yüzlerce yıllık zeytinlikleri kül olmuştu. Canlarını ve “canları” hayvanları dışında hiçbir şeyi kurtaramamış bu iki güzel insan, tüm bu sıkıntılı durumlarına rağmen bizden ‘ısrarla’ hiçbir şey talep etmiyorlardı.
Sadece Güllü Teyze ve Ramazan Amca mı?
Peki ya yangında dört evladını zor kurtaran, kolları yanık içindeki Osman Kardeşimiz…Evleri, ahırları, bahçeleri yandığı gibi hayvanlarının da bir kısmını kaybetmişti yangında. Alevlerin sadece geçmişlerini ve bugünlerini değil, geleceklerini de yakmasına rağmen bu güzel insanların içinde bulundukları geçim sıkıntısına rağmen sergiledikleri duruş inanılmazdı!
Bırakın yardım talep etmeyi, destek taleplerimizi bile bizi incitmeden reddediyorlardı. Bu insanlara destek vermek için çift olarak çıktığımız bu yolda etrafımızı bir anda insan kalabalığı sardı. Nereye gitsek, kiminle karşılaşsak, herkes bizimle birlikte destek vermeyi istediğini söylüyor, söylemek bir yana ısrarla, kalben bir arada hareket etmek istiyordu.
Üzerinden sadece birkaç hafta geçmişti ki, bu defa da Batı Karadeniz’deki sel felaketi ile sarsıldık. Yağmur dağlardan denize akarken koca koca binaları kibrit kutusu gibi yıkıp geçmişti. Yüz binlerce insanımızı etkileyen bu felaketin içinde bir “hikaye” vardı ki, bizi kalbimizden vurdu. Annesini, babasını ve ablasını sel sularında kaybeden 2,5 yaşındaki bir kız çocuğunun hüzünlü hikayesi…
Hemen ertesi gün ulaştık minik kızımıza… Ona sahip çıkan akrabaları ile görüştük, hem sağlık kontrolü için, hem de psikolojik desteği için onları misafir ettik. Ardından minik kızımızı hiç bırakmadık, bırakmayacağız. Aile büyükleri ile onun sevincine ortak olmaya, üzüntüsü, sıkıntısını hafifletmek için çaba göstermeye, büyümesine, gelişmesine katkı sağlamaya heves ettik.
Üst üste gelen bu felaketler ile etrafımızda “birlikte destek vermek” için toplanan insan kalabalığı daha da büyüdü. Artık yola çıkmaya karar verdik! Organize olmak, dernekleşmek için yola çıkacaktık.
Bir yandan yasal süreçleri tamamlamaya çalışırken, bir yandan da bizim yanımızda olmak isteyen insanlardan “söz” istedik. Bağış değil, sadece söz! İstedik ki neler yapabileceğimizi görelim, yasal süreçleri beklerken zaman kaybetmeden planlamamızı yapabilelim. Tutabilirler ya da tutamazlar, ama biz sözü önemsedik. Günümüzde tek değer haline gelen maddiyata değil, geçmişte verilebilen en değerli şeyi ön planda tuttuk: sözü!
Bu arada da derneğimizin idari yapısını oluşturduk, kurucu üyelerini belirledik, resmi başvuruları yaptık, yaklaşık iki ay süren süreci yakinen takip ettik ve sonunda da başardık: “Söz Ver Derneği” Derneğimizin faaliyet alanını köy insanlarının geçimlerine ve köy çocuklarının eğitimlerine destek vermek olarak belirledik. Sadece köy insanları için çalışacaktık.
Olmazsa olmazımız ise insanı dokunuş idi. Tabi ki desteğimizin maddi boyutu olacaktı ama daha değerlisi insani olacaktı. Destek verdiğimiz insanların elinden tutmak değil, onlara sıkı sıkı sarılmaktı niyetimiz…
Söze güvendik, söze inandık! Biz, destek verecek insanlardan söz aldık!
Bu arada da yeni projelere söz verdik!
Derneğimiz kurulduğunda “altı sözümüz” olmuştu.
Güllü Teyzemiz ve Ramazan Amcamız…
Osman Kardeşimiz…
Minik meleğimiz Elif’imiz…
Kars Arasoğlu Köy Okulumuz…
Şanlıurfa Sağırtaş Köy Okulumuz…
Derya’mız…
Kağıt üzerinde her biri ‘proje’ olarak geçse de, biz verilmiş ‘söz’ olarak görüyoruz her birini…
Sözlerimizi tutacağız. Bu insanlara omuz vereceğiz.
Manavgat yangın bölgesindeki Güllü Teyze ve Ramazan Amcamıza, Osman Kardeşimiz ve ailesine destek vermeye devam edeceğiz!
Elif kızımıza kol kanat gereceğiz!
Kars ve Şanlıurfa’daki okullarımızı yeniledik bile… Daha nice köy okulları için kolları sıvayacağız!
Ve Derya’mızı eğitimi için yurt dışına göndereceğiz…
Biz söz verdik!
Peki, siz de bizimle birlikte “söz” vermek ister misiniz?